25 Mart 2009 Çarşamba

nE bU?

Konuşmayı bilmeyen bacak kadar bile olmayan birine boyundan buyuk sorular sorma deliligini yaparken bunu yapmamam gerektigini anladım. Konusmama devam etme kararı aldım ama soru sormayacaktım. Ben konusurken kocaman, çekik gözleriyle bana bakıyor, arada bir elele tutusuyorduk. Kimi zaman kafasiyla muzige eslik ediyor, konusmamin en olmadik yerlerinde guluyordu. Hafif gıcık oldum ama sonra onu sıktıgımı farkettim. Acaba anlatiklarimin ictenligi konusunda suphesimi vardi? Hakli olabilirdi...
Tercihlerin ve algilama duzeyinin onemini geride kalmis şıklarda gormek pek iyi olmadı. Gecmisde o donem için sahip olunan kavrama ve karar yeteneği gelecekte umulani çagirmamisti.
Aslina bakarsaniz benimki farkli bir kabullenme ve sahiplenme arayisi, undo tusu arayisi degil.
Tabi ben bunlari ona uzun uzun anlattim...

2 yorum:

shadowboxer Perşembe, Mart 26, 2009  

dostum tuhaf işler peşindesin, yani şöyle ki, daha evvel başına gelen o tuhaf "soru-cevap" hikayesinden kaynaklanıyor sanırım bu, ama yine de tekrar etmek mümkün tuhaf işler peşindesin..
bir de tabii, çocuğun canını neden sıkıyorsun canım, zaten çok konuşuyorsun, bi de ona sorular sorup iyice daraltmasana! nası bi adamsın anlamadım, normalde bunun tam tersi olur, o sana sorar, çok sorar, daraltır, daha o aşamaya gelemeden sen sormaya başladın :))

bOz Perşembe, Mart 26, 2009  

Evet "ogreten adam ve oglu" durumundan cok "ogrenen adam ve caresiz oglu" durumu var...

  © Blogger templates ProBlogger Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP